Bacakları sadece Corona Australis takımyıldızının gezegenlerinde bulunan albino bir yaratıktan, ayakları ise Dünya gezegenindeki bir ceylandan geliyordu. Şu ana kadar 75 doğum yapmasına rağmen vücudu 100. yaşında gibiydi. Saçları uçan bir kanatlıdan, gözleri bir avcıdan, dudakları ise yine Dünya gezegeninden kırmızı dudaklı bir yarasa balığından klonlanmıştı. Üstünde bedenini sıkıca saran, şu pahalı siyah yeni deri elbiselerden vardı ve göğüs dekoltesi Başkan Kuarnek’i başka dünyalara ve eski anılara götürmeye yetmişti. Profesör Uhrea ayağa kalkıp “Sayın başkanım…” diye söze başladı. Başkan Kuarnek “Ah bu buğulu sesi nereden hangi gezegenden klonladı acaba” diye düşündü. “TANRININ GÖZÜ” öyküsünden “Dünyanın hangi hayvanat bahçesinde tıp fakültesi var. Sence bu goriller oradan mı mezun? Unuttun galiba! Hani kaybolduğumuz ilk gün nehrin kenarında üç metre boyunda bir sürü timsah görmüştük ya! Hatta 1-2 tanesi kuyruklarının üstüne kalkarak peşimizden koşmuştu ya! Ona ne diyeceksin?!” diyerek cevap verdi. Kenan “Hakikaten lan! Kızılırmak nehrinde timsah ne arar? O neydi öyle! Korkudan altımıza edecektik neredeyse. Şimdi daha iyi hatırladım.” “ÇUKUR” öyküsünden