İkinci Dünya Savaşı’nın yaşandığı günlerde Köstence’den yola çıkan bir gemi İstanbul kıyılarında demir attı. Bu geminin ismi Struma’ydı. Türkiye tarihinin sayfalarının arasında sararmaya yüz tutmuş bu hikâyeyi, geriye kalan bir günlüğün hüzünle doldurulmuş sayfalarının arasından gün yüzüne çıkarıyor Hakan Akdoğan. 12 Eylül işkencehanelerinden yükselen feryatların, Nazilerin zulmünden kaçarken tüm umutlarıyla birlikte Karadeniz’in karanlık sularına gömülen Yahudilerin iç içe geçtiği bir anlatı sunuyor Struma Karanlıkta Bir Ninni. Belleğin yeniden hatırlarken verdiği hesabın katmanlı bir rapsodisi.